top of page

EŞİTLİK’TE SÖZ’ÜM VAR! - Müjde Tozbey Erden

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için STK, özel sektör, kamu ve akademi başta olmak üzere ‘Eşitlik’ adına sözü olanları buluşturmayı hedeflediğimiz Eşitlik'te Söz'üm Var! serimizin bu haftaki konuğu, Önce Çocuklar ve Kadın Derneği Kurucu Başkanı Avukat Müjde Tozbey Erden


Röportaj: Dr. Aylin Löle & Simge Yazıcı

Düzenleme: Simge Yazıcı


ÖNCE ÇOCUKLAR VE KADINLAR


Önceliğimiz belli:


‘Önce Çocuklar ve Kadınlar’ her zaman.


Şiddet olaylarında mağdurların yanında gönüllü ve ücretsiz vekillik üstlenerek bu yola çıkan Dernek Başkanı Avukat Müjde Tozbey Erden, Dünya Kız Çocukları Günü için yönelttiğimiz sorularımızı yanıtladı.


Hak ihlaline maruz kalan herkes için derneğe destek olmaya ve mücadelenin güçlenmesi için bugün hepinizi derneği paylaşıma davet ediyoruz. Şimdi mücadeleye omuz verme zamanı!


Adaletin sağlandığından birlikte emin olalım.

 

Ø Mağdur kadın+ ve çocuklara ücretsiz destek sağlayan bir dernek fikri ilk nasıl ortaya çıktı, bugüne kadar neler yaşandı; bir de sizden duymak isteriz…

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’ni 07 Aralık 2018’de kurduk. Derneğimiz şiddet mağduru kadınlarımıza ve çocuklarımıza hukuksal, psikolojik ve sosyolojik olarak destek sunmayı amaçlamakta. Aslında geçtiğimiz 10 yıllık süre içerisinde bu amaca yönelik olarak çok sayıda kadın cinayeti ve çocuk istismarı davalarında ailelerin ve mağdurların yanında yer alarak, haklarını savunarak sanıkların ağır cezalar almasını sağladık. Tüm bu çalışmaları mağdurların gönüllü olarak vekilliğini üstlenerek yaptık.


Geçen süreç içerisinde gördük ki bizim bireysel olarak gönüllü temelde yaptığımız çalışmalar talepleri karşılayamaz oldu. Çünkü davalar yıllarca sürmekte; fakat süren davalara her yıl yenileri eklenmekteydi. Bu da bizi daha geniş bir perspektifle, daha profesyonel ve örgütlü bir çalışma sistemi üzerinde düşünmeye yöneltti. Bu düşüncelerimizin üzerine bu davalarda güç birliği yaptığımız arkadaşlarımızla bir dernek çatısı altında toplanmamızın daha verimli olacağı sonucuna vardık. Çünkü bir dernek çatısı altında toplanmak hem bize ulaşmak isteyen mağdurlar için hem de bize katılmak isteyen gönüllü arkadaşlarımız için daha kolay bir yol olacak ve daha fazla kişiye destek ve yardım sağlama imkanı sağlayacak. Yani bir dernek çatısının altında bir araya gelmek bizleri hem daha güçlü hem de daha ulaşılabilir kılacak. Ve bu sayede yeni misyonlar edinmemiz de kolaylaşacaktı.


Maalesef şiddete maruz kalan kadınlar ve çocuklar uğradıkları bu şiddet karşısında yeterince desteklenmediği gibi kendilerine şüphe ile yaklaşıldığı da oluyor. Genelde yalnızlığa itilmiş oluyorlar. Zaten travmatik olan bu sürece bir de çoğunun anlamadığı bir lisanla yazılıp hazırlanmış olan kanunlar ve uzun bir hukuksal süreç, yüklü vekalet ücretleri eklenince çoğu zaman kendilerini savunamaz, hak arayamaz olabiliyorlar. Ve biz bu sebeplerle geçmiş yıllarda bireysel çabalarımızla ücret talep etmeksizin, gönüllü olarak mağdurların davalarında yer aldık. Verdiğimiz bu hukuksal destekle sınırlı kalmadık ve şiddet mağduru olan çocuk ve kadınların uzman doktorlar tarafından psikiyatrik destek almalarını da sağlayarak, tedavilerini üstlendik.


Van’da başlayan sürecimiz daha sonraları Türkiye’nin birçok iline uzandı. İstanbul’dan Ağrı’ya, Ankara’ya, Çorum’a, Siirt’e kadar pek çok ilimize ulaşarak mağdur olan kadın ve çocuklarımıza destek verdik ve vermeye devam ediyoruz. Pek çok çocuğa yönelik istismar suçunu biz ortaya çıkardık ve dava süreçlerini başlattık. Ailelere yalnız olmadıkları duygusunu vererek, toplumsal baskılara ve gericiliğe karşı durmalarını sağladık. Davalarımızı 10 yıldır Türkiye’nin her yerinde sürdürmekteyiz.


Ø Derneğiniz mağdurlara hukuksal desteğin yanı sıra başka hangi konularda destek sunuyor? Bir istismar ya da tecavüz mağdurunun alması gereken bütüncül destek ne olmalı?


Derneğimiz sadece bu çalışmalarla sınırlı kalmadı, kalmayacak da. Eğitim programlarımız derneğimizin çalışma alanları içerisinde yer alıyor. Konunun savunma tarafında bulunan avukat ve doktor arkadaşlarımıza eğitimler veriyoruz ve daha fazlasını vermeyi amaçlamaktayız.


Vereceğimiz bu eğitimleri ülkemizin pek çok bölgesine yayarak bir farkındalık yaratmak, mesleki deneyimleri arttırmak ve daha çok aile ve kişiye ulaşmayı hedefliyoruz. Fakat en önemli gelecek hedefimiz, tecavüz veya şiddet mağduru olup ailesi tarafından dışlanıp atılmış çocuklara kucak açabileceğimiz bir sığınma merkezi kurmak. Bu merkez çocuklar için hem bir tedavi merkezi, hem eğitimlerine devam edebilecekleri bir okul hem de bir yuva olacak. Ve bu çocukların topluma kazandırılması hedef edinilecek.


Maalesef kadına yönelik şiddetin artması ve istismarların cezasız kalması mücadelenin bir diğer yönünü oluşturmakta.


Aslında kanunlarda kadını ve çocuğu koruyan maddeler olmakla beraber, kanunu uygulayanların yorum ve uygulama şekilleri sıkıntı yaratıyor. Pek çok kez bu uygulama ve yorumlar erkek egemen feodal düzeni desteklemeye yönelik olduğu için bizlerin daha sağlam durması gerekmekte. Kadını güçsüzleştirmek, savunmasız hale getirmek mevcut feodal yapının korunmasını sağlamakta ve erkeğin gücünü pekiştirmekte.


Ø Çocuklar, kadınlar ve aileler ile bire bir çalışmak size nasıl hissettiriyor?


Biz buradayız, hep beraber güçlüyüz. Hep birlikte boyun eğmeden şiddete karşı mücadelenin içindeyiz. Her daim bunu hissediyor ve bundan güç alıyoruz.