Awen for Us olarak başarılı voleybolcu Sıla Çalışkan ile milli takım kampı öncesi keyifli bir sohbet gerçekleştirdik ve Eşitlik’te Söz’üm Var! köşemiz için sorularımızı yanıtladı.
Voleybola 10 yaşında başlayan ve VakıfBank Spor Kulübü ile profesyonel spor hayatının başlangıcını yapan Sıla Çalışkan, 2022-2023 Sultanlar Ligi sezonunu Nilüfer Belediyespor’da tamamladı.
Çalışkan, bugüne kadar birçok başarı elde etti. Yıldız Milli Takım ile Balkan Şampiyonluğu yaşadı, Genç Milli Takım ile Başkan Şampiyonası 2.’liğini tattı. Kariyerinde ayrıca Fenerbahçe Opet ile CEV Şampiyonlar Ligi 3.’lüğü, Türkiye Ligi 3.’lüğü ve Türkiye Kupası 2.’liği bulunuyor.
Sıla Çalışkan: "Benim rotam voleybol…"
- Kız kardeşlik senin için ne anlam taşıyor? Takım çalışması ile eş anlamlı diyebilir miyiz?
Çok zor ve anlamlı bir soru ile başladık. Bence kız kardeşlik paylaşmanın ötesinde hayatında bir arada yaşamak ve kimsesiz kaldığını düşündüğünde yanında olan en büyük kuvvet gibi. Manevi olarak çok büyük bir güç, tanımlamak ya da anlatmaya çalışmak zor ama gerçekten en zor anında kafanı omzuna koyup, herşeyi anlatabildiğin ve seni sonuna kadar dinleyen birinin olması çok büyük şans.
Takım çalışması ile eş anlamlı diyebiliriz, tam karşılığı olduğunu söyleyemem ama takım olarak da bir başarıya koşarken bütün olmak zorundayız. Hepimizin bazen duygusal, bazen fiziksel olarak düştüğümüz zamanlar olabiliyor, işte o esnada hepimiz birbirimizin kardeşi oluyoruz, hep beraber birbirimizi destekleyip, istediğimiz başarıya ulaşmak için sorunlarımızı beraber çözmeye çalışıyoruz. Bu kısmı özellikle benzer özellikler diyebilirim.
- Sporda kadın rol modeller neden önemli? Çocukken rol model/idol olarak gördüğün kadınlardan bahsedebilir misin?
Spor günümüzde toplumların birbirleriyle en fazla iletişim kurabildikleri ortak bir yapı. Milli takımlar ya da kulüpler düzeyinde, her dilden, her dinden sporcu ile sürekli beraberiz. Bu beraberlik bence dünya barışı için çok önemli tabii bir de sporun farklı bir yüzü var. Birçok ülkede ne yazık ki, kadın ve erkek eşitsizliği gündemde ya da kadınların temel hak ve özgürlükler konusunda erkeklere oranla daha fazla sorun yaşadığını tüm dünyada ister spor isterse farklı bir iş yaşamı olsun görebiliyoruz. Burada biz sporcu kadınların güçlü duruşu, sahada özellikle kız çocukları için doğru bir imaj çizme şansımızın olması, onların geleceklerini şekillendirmeleri için önemli birer örnek olmamızı sağlıyor.
Çocukken kendime özel olarak rol model olarak koyduğum bir isim yoktu ama hayatın her alanında başarılı olan, çalışkan, yılmayan her kadının hepimize dokunduğu bir yönü olduğuna inanıyorum.
- Sporcu bir kadın olarak yaşadığın zorlukları aşarken sana en çok ne motivasyon sağlar?
Başarıya ulaşacağım anı hayal etmek…sonuçta bir spor yapıyoruz. Kazanmak da var, kaybetmekte ama hedefe ulaşma duygusu sürekli motivasyonumu diri tutmama yardımcı oluyor.
- Çoğu sporcu kadının karşılaştığı antrenman sahası, kıyafet-malzeme, yol ve eğitim desteği eksikliği sence nasıl giderilmeli? Teknik eğitim vd. için çabalayan harika oluşumlar var, yeterli mi, senin bu konuda tecrübelerin nasıldı?
Bunu esasında sporcu kadın ya da erkek ayırt etmeden cevaplamam gerekir. Bahsettiğiniz eksiklikler, sporumuzun profesyonel değil ama özellikle bizlerinde duyduğu altyapı ve özellikle ülkemizin bazı bölgelerinde sıklıkla yaşanan sorunlar. Bunları gidermek için sporun esasında hayatımızın bir parçası olması gerek. Bu da bir kültür meselesi, ne yazık ki biz şu an için sportif kültür yaratma çabası içerisinde olan bir ülkeyiz.
Bunun oluşması için küçük yaşlardan itibaren özellikle okullarımızda yapılacak çalışmalar ile oluşacak yapı ile beraber bu tip sorunların çözülebileceğine inanıyorum ama önce bu kültürü tamamen topluma yaymalıyız.
- “Sporun cinsiyeti yoktur” diyoruz. Ön yargılar gittikçe kırılıyor sizlerin azimli oyunu ve duruşuyla.
Bu eşitlik vurgusu ve talebinin sence toplumda yansıması nasıl oluyor? Olumlu karşılık bulduğunun örneklerini yaşıyor musunuz? (Oyunda, sosyal hayatta, çevrenizde)
Spor kesinlikle dediğiniz gibi bir cinse ait değil. Kadın erkek, beraber yaptığımız ya da branşa bağlı olarak farklı olarak gerçekleşen branşlar olabilir ama sen bunu yapabilirsin, sense bunu yapabilirsin gibi kavramların önceki yıllara göre değiştiğini gözlemleyebiliyorum. Özellikle yeni ebeveyn yapısı çocuklarının küçük yaşlardan itibaren spor dalları ile buluşmasını sağlıyor.
Bunun da özellikle gelecekte ön yargıların daha da fazla kıracağına inanmaktayım. Artık salonlarda ya da özellikle sosyal medya aracılığı ile aldığım mesajlarda şunu net olarak görüyorum ki, özellikle kız çocuklarımız bizim sahadaki duruşumuz ile kendilerine daha fazla inanmaya başladılar.
- Türkiye’de eşitliğin geleceğini nasıl hayal ediyor?
Yalnızca ülkemde değil, dünyanın her yerinde dediğim gibi eşitliğin geleceğini, 2023 dünyasında konuşmak bile bana çok anlamlı gelmiyor. Her birey, kendi eşit dünyası için mücadele ederken, toplumun geneli içinde bir mesaj vermeyi unutmamalı. Umarım yakın zamanda, bunların konuşulmadığı, her alanda eşitliğin sağlandığı bir dünyada yer alırız.
- Sporcu olmanın, toplumsal cinsiyet eşitliğine dair farkındalık yaratmak açısından değerini nasıl anlamalıyız?
Bizler sürekli göz önündeyiz. Hem kulüp takımlarımız, hem milli takım süreci ile beraber özellikle voleybol branşı da ülkemizde son yıllarda çok daha fazla konuşulan bir süreç yaşadığı için hareketlerimiz, verdiğimiz mesajlar ve çizdiğimiz imaj çok önemli. Esasında voleybolcular olarak tabuları uzun yıllardır yıkıyoruz, buna inanıyorum.
- Yanıtlarını okuyacak, kariyerinin başında, genç voleybolcu kızlara ulaşması için söyleyebilir misin; bir genç kadın, başarılı bir sporcu olarak senin toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi adına vereceğin “eşitlik sözü”n ne olurdu?
Burada benim çok beğendiğim bir söz olan Victor Hugo’nun “İyi olmak kolaydır, zor olan eşit olmaktır” sözü aklıma geliyor. Umarım herkes bu zoru başarır.