top of page

Adaş (The Namesake) Romanının Feminist Perspektifle Değerlendirilmesi

Adaş (The Namesake) romanını tanıtan kız

Lahiri, “Adaş” romanında göçmenlerin yaşadığı kültürel çatışmaları, asimilasyon çatışmalarını ve en önemlisi nesiller arasındaki düğümlü bağları anlatır.

Ganguli ailesinin Kalküta'daki geleneksel yaşamından Amerikalıya dönüşümü oldukça sancılı bir süreçtir. Ashoke ve Ashima Ganguli, görücü usulü evliliklerinden kısa bir süre sonra Massachusetts'e yerleşir. Mühendislik eğitimi alan Ashoke çevreye daha kolay uyum sağlarken, eşi Ashima Amerikalı olan her şeye tepki gösterir ve ailesini özler. Hintli ebeveynler, yeni doğan oğullarına isim ararken eski geleneklerin yeni dünyaya taşınmasının korkunç sonuçlarıyla karşı karşıya kalır.


Adını yıllar önce yaşanan bir felaketin anısına bir Rus yazardan alan Gogol Ganguli, tuhaf ve kadim isminin yanı sıra geleneklerinin de ağırlığını taşıması gerektiğini bilir. Lahiri, okuyucu ile neye tutunacağına karar veremeyen, acı-tatlı aşk ilişkileri arasında saçma sapan dönemeçler ve tökezlemeler yaşamak zorunda kalan Gogol arasında büyük bir sempati kurar. Yazar, insan ruhunun derinliklerine bakarak sadece ailemizin bize verdiği isimlerin ve beklentilerin gücünü göstermekle kalmıyor, aynı zamanda kendimizi sunarken katlandığımız zorlukların da altını çiziyor.


Kitabın ana konularından biri, Hint geleneklerinden biri olan iki isme sahip olma bilgisi temelinde Gogol'un karakterinin ismiyle olan ilişkisi, isim koyma anında yaşanan kafa karışıklığı ve ergenlik döneminde isminin değişmesi, ailesinin diğer üyelerinin isimleriyle olan ilişkisidir.


Kitabın diğer kadın karakterleri Sonia ve Mousumi, özellikle de anne Ashima Ganguli, Üçüncü Dünya göçmeni kadınları olarak Amerika'nın deneyimlerini gözlemlemesi açısından önemlidir.


Bu yazıda bu üç göçmen kadının birbirlerinden farklılıkları ve benzerlikleri, dünyayı algılama biçimleri, aidiyet duyguları ve göç deneyimleri cinsiyet temelinde incelenecektir.

The Namesake filminden bir sahne

“The Namesake” kitabı 1968 yılına ait bir sahneyle başlıyor ve okuyucu ilk olarak hamile Ashima ile karşılaşıyor. Ashima mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlarken hissettiği acıyla doğum vaktinin geldiğini anlar ve kocasına seslenir. Ashima, kocası Ashoke'ye ismiyle hitap etmiyor. Sadece “Beni dinliyor musun?” Şöyle çevrilebilecek bir cümleye benziyor: Hindistan'da kadınların, özellikle de kadınların, kocalarına ilk isimleriyle hitap edememeleri normal karşılanıyor. İsimler fiziksel temas kadar özeldir. Bu sahne, isimlerin özel kabul edildiği bir kültürden gelmenin yanı sıra, isimlerin doğrudan kimliğin yansıması olduğunu da vurguluyor.


Romanın geneline yayılan isim-kimlik çatışması öncelikle anne Ashima ve baba Ashoke aracılığıyla okuyucuya aktarılır. Eşler birlikte yaşasalar, hatta çocukları olsa bile kimliklerini -belki de kendilerine saklamak istedikleri kimliklerini- açığa vurmak istemeyebilirler ya da farklı bir açıdan bakmak istemeyebilirler, bu sahne onlara yüklenen bazı görevlerin göstergesidir.


Amerikalı Maxine ile ilişki yaşadığı dönem, Gogol için kendini ve ailesiyle ilişkilerini sorguladığı bir dönem olur. Maxine ile ilk kez tanışmaya karar verdiklerinde Maxine onu evine davet eder ve Maxine'in ailesiyle akşam yemeği yerler. Bu yemek sahnesi, Gogol'un Amerikalı bir aileyi kendi ailesiyle karşılaştırması ve orada Hint kökenli biri olarak duygularını aktarması açısından önemlidir. Ganguli ailesinden farklı olarak Ratliff ailesi, yemeklerde uzun uzun sohbet eden, birbirlerine fikirlerini soran, rahat bir aile olarak tanımlanıyor.


Gogol bu aileden oldukça memnundur ve kendi ailesinin geleneksel yaşam tarzından utanmaktadır. Romanda Ganguli ailesi, ağızları açık yemek yiyen, sürekli tabakları yemekle doldurmaya çalışan insanlar olarak tasvir ediliyor. Ailesinin geleneğe bağlılığından hoşlanmayan Gogol, ismini değiştirmeye karar verir. Gogol, Nikhil isminden pek memnun olmasa da yetişkinliğini ve ilişkilerini bu isimle yaşıyor. Bengalli tanıdıklarının daha sonra evleneceği, ailesinin de evliliğine onay verdiği kızı Moushumi, Gogol'ü neden sevdiğini anlatırken, isim değişikliğinin ve çocukluğundan tanıdığı kişiden dönüşmesinin etkili olduğunu söylüyor. Moushumi'ye göre bir ismi değiştirmek başka bir kişiye dönüşmektir. Gogol, Moushumi ile ilk telefon görüşmesinde kendisini Nikhil olarak tanıttığı için Moushumi onu hatırlayamamıştır. Evlendiklerinde Moushumi, Gogol'ün soyadını almayı reddeder. Gerekçe olarak ise akademisyen olarak makalelerini kendi adı altında yayımlamış olmasını gösterir. Feminist bir tavırla ismine yeni bir soyadı eklemeyi de gereksiz bulur. Boşanmalarının belki de en önemli nedenlerinden biri, Gogol hayatındaki ve çevresindeki değişimlere kolay uyum sağlayamasa da Moushumi'nin bu değişimlere hızla uyum sağlayabilmesidir.


Sonuç olarak "The Namesake" kitabı, Gogol'un hayatındaki üç önemli karakter olan Ashima, Sonia ve Moushumi üzerinden göçmen kadın karakterlerin deneyimlerini ve kendilerini var etme biçimlerini incelemektedir. Her biri kendini yeniden yaratmaya çalışan kadın karakterlerin hem bir Üçüncü Dünya Ülkesi mensubu olmak hem de kadın olmak bakımından nasıl çifte sömürüye maruz kaldıkları kitapta başarılı bir şekilde irdelenmiştir.



Kaynakça:


Jhumpa Lahiri, (2004) “Adaş” Everest Yayınları

Hatice Can Uzunali, (2019) “Bharati Mukherjeenin Yasemin ve Jhumpa Lahirinin adaş romanlarındaki kimlik inşası ve toplumsal cinsiyet”, Kadın Çalışmaları Master Tezi, Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.


 

Awen for Us Eşitlik Gönüllüsü Abdulhalim Karaosmanoğlu
Yazar: Abdulhalim Karaosmanoğlu

YAZAR HAKKINDA


1987 yılında Ankara’da doğan Abdulhalim Karaosmanoğlu, lisans eğitimini Kıbrıs’ta Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde tamamlamış, ardından Mekteb-i Mülkiye’de Toplumsal Cinsiyet Yüksek Lisansı yaparak, feminist uluslararası ilişkiler konulu teziyle mezun olmuştur.


Eğitim hayatı süresince asistan olarak görev alırken, mezun olduktan sonra da STK’larda koordinatörlük yapmış, sanat galerilerine danışmanlık vermiştir.





2019 yılından beri Bahar Dergi’nin ve Aryen Yayınları’nın editörüdür. İlgi alanları olan siyaset felsefesi, toplumsal cinsiyet ve sanat konularında hem hakemli dergilerde hem de popüler yayınlarda makaleler yazmakta ve çeviriler yapmaktadır.


Instagram Logo
LinkedIn Logo

bottom of page