Yazarlar: Alvina Erman, Sophie Anne De Vries Robbé, Stephan Fabian Thies, Kayenat Kabir Mirai Maruo
Türkçeye Çeviren: Ümit Kuş

Yetişkin erkekler ve kadınlar ile oğlan çocukları ve kız çocuklarının afet dönemindeki deneyimleri farklılık gösteriyor.
Toplumsal cinsiyet dinamikleri, mağdurların afetlerden etkilenme biçimleri ile afet kaynaklı etkilerle başa çıkma ve iyileşme (toparlanma) kapasitelerini de etkiliyor. Toplumda halihazırda var olan cinsiyet eşitsizlikleri, cinsiyetlere göre farklılık gösteren afet etkilerine neden olabiliyor. Afet kaynaklı etkiler aynı zamanda toplumsal cinsiyet dinamiklerini de etkileyebiliyor. Bu durum, özellikle afet sonrası dönemde mağdurların karşılaşabilecekleri şoklarla başa çıkma kapasitesini de etkiliyor.
Afet Etkileri: Maruz Kalma ve Güvenlik Açığı
Doğal afetler toplumsal cinsiyetten bağımsızdır ama etkileri değil! Toplumsal cinsiyet ilişkileri ve ayrımcılık sebebiyle yetişkin erkekler ve kadınlar ile oğlan çocukları ve kız çocukları doğal afetlere farklı düzeylerde maruz kalıyor ve güvenlik açıkları ile karşı karşıya geliyor. Bu durum, erkekler ve kadınlar özelinde; gelir sağlama, ekonomik çıktı elde etme, ifade ve hak hürriyetine sahip olma gibi konularda erkekler ve kadınlarda farklılaştırılmış etkiler görülmesine neden oluyor. Bu etkilerin görüldüğü alanlar öncelikli olarak; sağlık, eğitim, ekonomik varlıklar, istihdam, maaşlar ve tüketim olarak sıralanabilir. Öte yandan kadınlar ve kız çocukları; 18 yaş altı ve zorla evlendirmeler, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve sosyal aktörler olarak kadınların varlığı gibi noktalarda da olumsuz bir gidişatla karşılaşıyor. Kadınlar; yaşam beklentisi, işsizlik, işgücüne yeniden katılım ve göreceli varlık kayıpları gibi çeşitli sonuçlarda afetlerden orantısız bir şekilde etkileniyor. Cinsiyete dayalı şiddet erkekler ve kadınlar arasındaki sistematik eşitsizliğin bir tezahürü olarak kriz zamanlarında daha da şiddetleniyor.
Başa Çıkma: Hazırlıklı Olma ve Üstesinden Gelme Kapasitesi
Cinsiyet dinamikleri; afetle başa çıkma hususuna ilişkin faktörler ve hazırlık seviyelerinden, toparlanma sürecini destekleyebilecek mekanizmalara kadar her adımda ciddi rol oynuyor. Kadınlar riskleri erkeklerden daha belirgin biçimlerde algılama eğilimi gösteriyor. Ancak bu durumun, spesifik olarak kapsamlı hazırlık aksiyonlarının alınması anlamına geldiğine ilişkin net bir kanıt bulunmuyor. Gelişmekte olan ülkelerde kadınların bilgi ve iletişim teknolojilerine erişiminin daha kısıtlı olması, afet sonrasında ihtiyaç duyulan kritik bilgilerin elde edilme seviyelerini etkileyebilir. Tahliye aksiyonları söz konusu olduğunda, erken uyarı ve güvenli barınma seçeneklerine erişimin önemli belirleyiciler olduğu görülüyor. Birçok vakada, güvenli barınmaya erişimin belirleyiciliği kadınları tahliye sürecinden caydırıyor. Kadınların; banka hesaplarına, resmi finans kaynaklarına ve istikrarlı gelire erişiminin daha kısıtlı olması, afet sonrası dönemdeki başa çıkma ve iyileşme kabiliyetlerini doğrudan etkiliyor. Bu kapsamda mikro ölçekli fon sağlama ve gayri resmi gelirler iyileşme sürecini destekleyebilir. Ancak bu duruma olan aşırı bağımlılık kadınları afetlere karşı daha savunmasız hale getiriyor. Ayrıca kadınların yüksek değerli varlıklarının zorluk dönemlerinde satılma olasılığı oldukça yüksektir. Bu eğilim, potansiyel olarak ailenin iyileşmesine katkı sağlıyor ancak aynı zamanda kadınların servetlerinin azalmasına neden oluyor. Son olarak, afet sonrası başa çıkma mekanizması toplumsal cinsiyet eşitliğini de etkiliyor. Örneğin, erkeklerin dış bölgelere göçü kadınların ifade ve hak hürriyeti üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir, ev içindeki güç dinamiklerini dönüştürebilir.
Afet Risk Yönetiminde Veri Eksiklikleri
Afet riskinin altında yatan toplumsal cinsiyet dinamiklerini anlamak ve buna uygun tasarım yapmak konu özelindeki süreçlere yardımcı olabilir. Bu noktada, ilk adımda toplanan verilerin cinsiyet ve yaşa göre ayrıştırılmasını sağlamak büyük önem taşıyor. Afet riski yönetiminde cinsiyet ve yaşa göre ayrıştırılmış verilerinin toplanması ile raporlanması diğer sektörlerin gerisinde kalıyor. Bu noktada üç husus öne çıkıyor:
Yaralılar ve afetlerden etkilenen nüfus için yaş ve cinsiyete göre ayrıştırılmış verilerin mevcut olduğundan emin olunması.
Aile içinin genelinden ziyade, bireysel olarak karşılaşılan zarar ve kayıplar hakkında daha fazla verinin elde edilmesi.
Engelli veya etnik köken ve inanç anlamında azınlık olan gruplar hakkındaki bilgilere erişimin iyileştirilmesi.
Politika Oluşturmaya Yönelik Temel Mesajlar
Toplumsal cinsiyet dinamiklerini dikkate alan politikalar, afet etkilerinin mevcuttaki cinsiyet farklarını daha fazla şiddetlendirmeden verimli bir şekilde azaltılmasına destek olacaktır. Raporun tamamı, öncelikli olarak; maruz kalma, güvenlik açıkları, kırılganlıklar ve afete hazır olma gibi alanlarda kullanılmak üzere bir dizi politika eylemini içeriyor. Bununla birlikte, afet anında ve sonrasında erkekler ve kadınlar ile oğlan ve kız çocukları için farklılaşan afet etkilerinin yoğunluğunu hafifletecek politikalar öneriliyor. Ancak burada yer alan politikaların yalnızca gösterge niteliği taşıdığı ifade edilebilir. Çünkü ilgili politikalar geliştirilmeden önce yerel ölçekteki cinsiyet ayrımlarının incelenmesine ihtiyaç duyuluyor. Bu husustaki temel mesajlar aşağıda sıralı olarak verilmiştir:
Cinsiyetlere göre afet sonuçlarının farkları belirlenmeli.
Toplumun afete hazırlıklı olma ve erken uyarı enformasyonlarını kanalize etme süreçlerine entegre edilmesi ve kadınların bu sürece dahil olması büyük önem taşıyor.
Afet risk yönetimi ve sivil koruma alanlarında kadın temsilinin artırılması, kadınların afet riskinin azaltılması ile afetle mücadeleye katkılarını meşrulaştırmaya ve desteklemeye yardımcı olur.
Sivil koruma (afetlere karşı), afete karşı olan savunmasızlıkları ele almak adına oldukça önemli bir politika olarak gösterilebilir. Bu anlayış, cinsiyete göre farklılaşan afet etkilerini azaltmak amacıyla etkin biçimde kullanılabilir.
Afet sonrası inşa süreci, kadınların karşılaştırdığı kısıtlamaları ortadan kaldırmak adına bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
Bu noktada, politikalar belirlenmeden önce, yerel ölçekli değerlendirme yapılması özellikle belirli kesimler için açıkların ve engellerin tespit edilmesine yardımcı olur.
Faydalanılan Kaynak: Gender Dimensions of Disaster Risk and Resilience, 2021 International Bank for Reconstruction and Development.