5 Kasım 1999 tarihinde, İstanbul'da dünyaya gelen İlayda Güner, Kadın Basketbol Milli Takımımız oyuncuları arasında yer alıyor.
Pivot pozisyonunda oynayan ve İstanbul Üniversitesi'nde başlayan basketbol hayatına bugün Kadınlar Basketbol Ligi takımlarından Nesibe Aydın'da başarılı bir şekilde kariyerine devam eden Güner, Eşitlik’te Söz’üm Var! röportaj serimiz için sorularımızı yanıtladı.
Hem bireysel, hem takım sporlarına baktığımızda kız çocuklarının spora erişiminin erkek çocuklarına göre erişimi daha sınırlı. Siz milli takım forması giyen ve oynadığınız kulüplerle Avrupa Kupaları'nda mücadele eden bir oyuncu olarak bu sayının eşit olabilmesi için hem kız kardeşlerinize hem de sporu destekleyen şirket ve kurumlara neleri önerirsiniz?
Spor evrensel bir kavram. Branşına bağlı olarak farklı kuralları ya da kitleleri olsa da, sporun içinde esasen bir cinsiyet ayrımı yok. Kazandığınız ya da kaybettiğiniz zaman sizi destekleyen ya da eleştiren insanlar kadın ya da erkek olmanızdan dolayı değil, o spora olan tutkularından dolayı bunu yapıyorlar.
Bundan dolayı toplumun hangi alanında olursa olsun, kadın erkek, beyaz yakalı mavi yakalı ya da sporu seven ya da sevmeyen herkese şunu söyleyebilirim ki, her insan her sporu kendi koşullarında isterse yapabilir, bundan dolayı kafamızda yarattığımız kadın bunu, erkek de bunu daha iyi yapar algısını mutlaka ama mutlaka kırmamız gerekiyor.
Toplumsal cinsiyete dair ön yargılar daha çok hangi konularda karşınıza çıkıyor? Bununla nasıl mücadele ediyorsunuz?
Sporun içinde bu tip ön yargılar daha çok fiziksel ve mental olarak karşılaştığım noktalar diyebilirim.
Bir basketbolcuyum, oynadığım pozisyona bağlı olarak fiziksel özelliklerim – boyum – kilom ya da kas yapım insanların kafalarında yarattığı standartlardan tabii ki farklı ama profesyonel bir sporcu olarak ben tamamen oyunuma ve sportif performansıma odaklı olduğum için hiçbir zaman bunları dert etmiyorum.
İlk başta dediğim gibi kazandığınız ve insanları mutlu ettiğiniz zaman da kimsenin bunlarla uğraşma gibi bir durumu olmuyor.
Kadınlar iş yerlerinde toplumsal cinsiyete dayalı engeller olan 'cam tavanlar'la ve 'kırık basamaklar'la mücadele ediyor. Benzer engeller spor ve basketbol dünyası özelinde de geçerli mi? Bununla mücadele için tüm kız kardeşlerinize ne önerirsiniz?
Yılmadan, çalışarak ve özgüvenlerini yüksek tutarak her zaman hayallerine koşmalılar. Kendine inanan hiç kimsenin önünde engeller olacağına inanmıyorum.
Sporda eşitlik için biz izleyicilerden neler bekliyorsunuz? Sizce biz nasıl kadın sporculara destek verebiliriz?
Bir sporcunun en keyif aldığı an kalabalık kitleler tarafından müsabakasının, yarışmasının, maçının izlenmesidir.
Ülkemizde spor kültürünün gelişmesi gerektiğine inanıyorum, sporda eşitlik için de bu kültürün gelişimi ile her branşa özgü olarak takip kitlesinin artacağını ve bununda bizler için en büyük destek olacağına inanmaktayım.
Sizce küçük yaşta kız çocuklarının spora yönlendirilmesi toplumsal cinsiyet eşitliği adına neden önemli? Kendi hikayenizden yola çıkarak, size sporun kazandırdığı eşitlik bilinci çerçevesinde değerlendirir misiniz?
Söz sahibi, özgüvenli, kendini geliştirebilen, sağladığı fayda ve katkı ile toplumun içinde daha cesur birer birey olmak adına küçük yaşlardan itibaren kızlarımızın spor yapması çok önemli.
Bazı anlarda sahada verdiğiniz bir karar, takım arkadaşlarınız ile yaşadığınız ortak birliktelik ve spora bağlı olarak kendi benliğinize kattığınız değerler toplum içinde kadın ve erkek arasındaki dengenin temelini oluşturuyor.
Spor farkındalık yaratır, sporcu da bu farkındalık içinde kendini geliştirdikçe esasında tüm dünyanın ana sorunlarından biri olan eşitlik meselesi için de özel ve güzel bir çözüm aracı olacaktır.
Son olarak sizin 'Esitlik'te Sözüm Var?' diyebileceğiniz sözünüz nedir?
Kusursuz bir hayat için her alanda kadın ve erkek eşitliği şarttır.
İlayda Güner'i Sosyal Medyadan Takip Edin!