top of page

EŞİTLİK’TE SÖZ’ÜM VAR! - MÜNTEHA ADALI

Awen for Us olarak, “Eşitlik’te Söz’üm Var!” serisiyle karşınızdayız…


Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için STK, özel sektör, kamu ve akademi başta olmak üzere ‘Eşitlik’ adına sözü olanları buluşturmayı hedeflediğimiz bu serimizin ilk konuğu, Güvensan Tesis Hizmetleri ve 39 Kalamış Marina Hotel & Restaurant & Bar Kurucu Ortak & CEO’su, ARYA Kadın Yatırım Platformu Kurucu Ortağı ve Erkekler Konuşuyor Platformu Proje Lideri Münteha Adalı.

Erkekler Konuşuyor Platformu Kapak Görseli


“Bana göre her türlü eşitsizlik sorun. Ve her türlü sorun gelişime, refaha, yaratıcılığa, yenilikçiliğe, bir olmaya biz olmaya engel” diyen Adalı, “Kadın erkeğin elinin kiri” demeye devam ettiğimiz sürece, inanın kirlenen hepimiz oluyoruz. Bunu anlayacak toplumsal düzeye gelmek de sadece kadını bilinçlendirmekle olmaz, erkeği de içinde debelendiği kalıplardan çıkarıp dünyanın onun etrafında dönmediğini göstermemiz gerekiyor” diyor.


Röportaj: Dr. Aylin Löle

Düzenleme: Simge Yazıcı


Erkekler Konuşuyor Platformu hakkında detaylı bilgi için: www.erkeklerkonusuyor.com


 


AwenforUs: Erkekler Konuşuyor Platformu fikri nasıl doğdu?


M.A Toplumsal sorunları göz ardı etmeden yol almayı önemsiyorum. ‘Erkekler Konuşuyor’ konuşma serisi ile toplumsal cinsiyet eşitliği meselesini erkek bakış açısıyla sorguladığımız bir platform.


2004’den beri STK’larda aktif rol alarak çalıştım, çalışıyorum. Türkiye’yi çok gezdim, çok şey gördüm, duydum ve biriktirdim. Daha çok kadın istihdam ve girişimciliği alanında çalışırken “Gençler olmadan asla” diyerek, gençlerin farkındalığı için gençlerin dinlenmesi, göz ardı edilememesi, toplumsal konulara gençlerin ilgisini çekmek ve çözümün bir parçası olmaları için onlarla bir arada olmayı çok önemsedim ve halen her taleplerinde bir arada oluyorum.


Bu süreçte gördüm ki kadın sorunları hakkında çok konuşuluyor, kadınların ekonomik ve sosyal alanda olmaları için çok çalışmalar var ama kültür, geleneksel yapı, cinsiyetçi kodlamalar ve erkekler hakkında hiç konuşma yok hatta tabu gibi göz ardı ediliyor.


Toplumda bir sorun varsa bu o toplumda yaşayan herkesin sorunu, sorun sahibi bunu kendi başına çözemez. Peki, neredeydi diğer taraf, peki ya onların sorunları neydi, özgürler miydi, onlara yapılan baskı, cinsiyetçi kodlamalar neydi, erkek olmak, yüklenilen roller? gibi durumları... Yıllardır kadın STK’larında çalışmaların etkisinin toplum geneline yayılamamasını düşündüğümde bu proje kendiliğinden ortaya çıktı.


Evet, erkekler konuşmalıydı ama önce kendileri için sonra toplumsal cinsiyet eşitliği için, cinsiyetlerden bağımsız insan olabilmeyi konuşmak, kabulü geliştirir sonuçta, empatiyi güçlendirir.


Konuşulmayanları konuşalım, erkeklerin nasıl kodlarla büyüdüklerine değinelim, konuşturalım ama bu kez başka konuşalım istedim. Çevremden çok arkadaşım, ‘Bu konular riskli, Türkiye’de erkeklikle ilgili konuşulmaz’ diyenler hep oldu.


Hep iç sesimi dinlerim, yine aynısını yaptım ve 2018 Nisan’da bu konuşma serisi ile yolculuğumuz başladı. Bu proje ile amaç ‘Değişim Elçileri Yaratmak’. Her etkinlik sonrası konuklarımıza Değişim Elçiliği Sertifikası veriyor ve bu konularda sorumlu olduklarını hatırlatmak istiyoruz.


AwenforUs: Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sadece kadınların değil erkeklerin de problemi olduğunun göstergeleri neler?


M.A Biz pozitif ayrımcılık yapmadan toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerekliliği için yola çıktık, yine yanımda farklı üniversiteden gençler vardı. Bu gençlerden bir kısmı yeni genç arkadaşlara liderlik yaparak her geçen gün büyüyen bir ekiple yolumuza devam ediyoruz.


Cinsiyet eşitliği için adım atmayı hedefleyen, erkeklik kavramının bireye yüklediklerini konuştuğumuz 50’nin üzerinde etkinlik yaptık. Pandemi öncesinde her ay buluştuk, kapalı kapılar ardında erkeğin rollerini, yüklendiklerini konuştuk. Pandemi ile etkinliğimiz dijitale taşındı. Aslında iyi de oldu, çok daha geniş kitlelere erişmeye başladık. Erkek annelerinden, erkekliği ile kimliği arasında sıkışan insanlara kadar çok çeşitli kesimlere dokunduk. “Ne iyi yaptınız” diyenler de var, “Erkeğin nesi mağdur?” diyen de…


‘Suçlunun anne olduğu söylemi’ net aklımda kalan. Buradan çıkan sonuç; kadın mutlaka eğitim imkanlarından faydalanmalı, sosyal ve ekonomik alanda var olmalı ve güçlenmeli, güçlendirilmeli. Geleneksel yapı, aklın ve insan olmanın üstünde olmamalı ve gücü yok edilmeli. Tabi gelenekselin ve cinsiyetçi kodlamaların kötü taraflarından bahsediyoruz.


Bu konuda farkındalık yarattığımızda bireyin üzerinde yarattığımız baskı ortadan kalkmaya başlayacak. Kadın da rahatlayacak, erkek de. Kadınların yaşadıkları sorunların arkasında, ‘erkekler ağlamaz’ diyerek duygusuzlaştırılan erkek zihinleri yatıyor. Biz bu zihinlerle oynamak, onları şaşırtmak, düşündürmek, ayarlarını bozmak için yapıyoruz ne yapıyorsak… Çünkü o zaman kadın-erkek kamplaşması yerine insanı konuşmaya başlayacağız.


Erkeklik güç ve iktidar meselesi değil, bu kavramların altında çok zorlanan, baskı altında kalan, sorunlarını dile getiremeyen; erkeklik yara alır kaygısı, el alem ne der baskısı, dışlanma korkusu ağır basıyor. Sokaklarda özgür olmak ile ruhun özgür olmasının altını çizmek istiyoruz.

Aslında tutum ve davranışlar…


Cinsiyet eşitliğini sağlamak için toplumsal cinsiyet eşitliğinin içselleştirilmesi, tutum ve davranış biçimlerinin değişmesi gerekiyor. Eğitim, sağlık, istihdam hepimizin sorunu. Kadının biraz daha fazla sorunu var ve bu koşulların iyileşmesi, tüm toplumun refahının ve yaşam standartlarının iyileşmesi anlamına geliyor. Şiddetin, eşitsizliğe hizmet eden cehaletin altında yatan nedenler hem kadının hem erkeğin sorunu. Cehalet derken sadece eğitimsizliği değil, yaşamı zehirleyen cinsiyetçi kalıpları da kastediyorum.


“Kadın erkeğin elinin kiri” demeye devam ettiğimiz sürece, inanın kirlenen hepimiz oluyoruz. Bunu anlayacak toplumsal düzeye gelmek de sadece kadını bilinçlendirmekle olmaz, erkeği de içinde debelendiği kalıplardan çıkarıp dünyanın onun etrafında dönmediğini göstermemiz gerekiyor. İnanın o zaman kadın da rahatlayacak erkek de…


AwenforUs: Hem bir iş insanı hem de bir sivil toplumcu olarak sizin

“Eşitlik’te Sözünüz” ne?


M.A Maalesef kabul görmeme, dışlanma korkusu ile kültür çok baskın. Yine de ilk adım ailede, çocuk yetiştirmede ve çocukluktan başlıyor. Kız çocuklarına eğitim hakkı başta olmak üzere, kadın da erkek de eğitim haklarından koşulsuz şartsız faydalanmalı.


Beden gücüne güvenip, sadece erkek olduğu için çalışmak zorunda olup okumayan çok erkek var. Erkekler üzerindeki baskı azaltılmalı, erkeklere ise erkekliğin bir güç unsuru olmadığı; evde, işte, hayatın her alanında eşitliğin önemi anlatılmalı. Bu konularda hem kadın için hem erkek için rol modellik çok önemli.


Babalar, anneler!

Onlar sizin ‘koçunuz, aslanınız’ değil, onlar da kızlarınız kadar sizin çocuklarınız. İş hayatında, siyasette kadının rolü, eşit ve etkin katılımı sağlanmalı. Cam tavanları konuşmak bile o kadar kötü ki… Kadın, erkek birlikte yol almayı bilmeliyiz.


Aslında genellikle her evde eşitlik var ama sosyal alanda bu eşitlik kültür ve geleneksel yapı nedeniyle bozuluyor. Kadın tüm rolleriyle hayatı sarmalayacak kadar güçlü. Kamuda, siyasette, ekonomide, evde.


bottom of page