Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için STK, özel sektör, kamu ve akademi başta olmak üzere ‘Eşitlik’ adına sözü olanları buluşturmayı hedeflediğimiz Eşitlik'te Söz'üm Var! serimizin bu haftaki konuğu, Uçan Süpürge Vakfı Kurucularından Halime Güner. Uçan Süpürge Vakfı 1996’dan beri toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan, kolektif dayanışmanın en köklü isimlerinden.
Birçok farklı alanda projeler gerçekleştiren ve ilklere imza atan Uçan Süpürge Vakfı’nın düzenlediği, Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olma özelliğine sahip, Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, kadın örgütleri ve STK’larla dayanışarak, festivale her yıl yoğun bir şekilde hazırlanıyor.
Seyircileriyle 24. buluşmasının ardından ödül törenini gerçekleştirildi. Festival gösterimleri hem çevrim içi hem de açık hava mekanında yapılırken, bu sene teması “Araftan Çıkmak” olarak belirlenen festivalde, programıyla ve etkinlikleriyle kadınlar direnişi, ilham vermeyi ve dayanışmayı sürdürdüler.
Röportaj: Simge Yazıcı
Düzenleme: Simge Yazıcı
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali hakkında detaylı bilgi için: www.ucansupurge.org.tr/festival/ucan-supurge-film-festivali/
Uçan Süpürge ile bağınızı Awen for Us destekleyenleri için sizden dinleyebilir miyiz?
Halime Güner: Uçan Süpürge’nin kuruluşundan bu yana kurumsal tarihine tanıklık etmiş biri olarak 25 yıldır, farklı alanlarda önemli toplumsal sorunlara dokunan birçok çalışma gerçekleştirdik. Birçok toplumsal sorunu Türkiye’nin gündemine taşıdık; 2003 yılında adımlarını attığımız çocuk yaşta erken ve zorla evliliklerle mücadelemiz bunun en başında yer alıyor.
Uzun yıllardır var olan bir kadın örgütü olarak birbirinden farklı evrelerden geçtik. Çeşitli örgütlenme modellerini denedik. Birçok kadın için Uçan Süpürge bir okul gibiydi. Yıllar önce daha öğrenciyken bize temas edip çeşitli uzmanlıklar edinen birçok kadın bizimle yeniden iletişime geçiyor ve birlikte çalışmalar gerçekleştirmek istiyor.
Buna sık sık tanık oluyoruz. Bu deneyim elbette bizim için çok gurur verici. Kadın hareketinin birikimi ve kazançlarının bilincinde olan bir kadın örgütü olarak kuşaklararası aktarım, gönüllülüğün gücü ve şeffaflığa yürekten inanıyoruz. Bu birikimlerle sonraki 25 yıla çok daha sıkı bir şekilde hazırlanıyoruz.
‘Adil ve eşit bir dünya için sanat yoluyla dayanışmak’ ve “24. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali” hakkında bize neler söylersiniz? Pandemi sürecinde gerçekleşen ikinci festivaliniz. Katılım ve ilgi nasıldı?
Halime Güner: Bu yıl festival tarihlerini daha uzun tuttuk: 27 Ağustos ve 3 Haziran aralığında çevrimiçi gösterimleri; 4 Haziran’da açılışı ve 7-12 Haziran aralığında ise fiziksel gösterimleri gerçekleştirdik.
24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali için belirlenen “Araftan Çıkmak” temasının bizim için önemi çok büyük. Biliyorsunuz ki bir buçuk senedir devam eden #pandemi ile gelen kısıtlamalar sonucunda ev içi görünmeyen emek ve şiddet oranlarında artış görüldü. Ev içerisinde yine en çok kadınların yükü arttı. Çevrimiçi eğitim sisteminde birçok ilde başta kız çocuklarının eğitime erişimi ve katılımı engellendi. Aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi ve TCK 103.maddesine yönelik tehditler gündeme geldi.
Tüm bu süreçlerde dayanışmak ve bir araya gelmek için kadın hareketinin birikimi ve gücünden yararlandık. Türkiye’nin hemen her ilinden 300’ün üzerinde kadın #aktivist ve STK’larının yer aldığı Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) bunun en somut örneği oldu. Tam da bu nedenle araftan çıkmak, hepimiz için ilham kaynağı olan bir tema oldu.
Azize Tan’ın direktörlüğünde festival ekibimiz ile birlikte geceli gündüzlü sıkı bir çalışma sürecini tamamladıktan sonra 24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin açılış gecesini CerModern’de kısıtlı sayıda katılımcı ile gerçekleştirdik. Gecenin kaydı kendi sosyal medya kanallarımız ile eş zamanlı olarak ABBTV’de de yayınlandı. Oldukça yoğun bir ilgi ile karşılaştık.
Her sene olduğu gibi hepimize benzersiz deneyimler katarak ve anılar bırakarak 24. festivali tamamladık. Pandemi nedeniyle festival tarihimizde ilk kez çevrimiçi ve fiziksel gösterimleri bir arada gerçekleştirdik. Bu da tabi geçen sene olduğu gibi Türkiye genelinde ve dünya çapında çok daha fazla insana ulaşmamızı sağlayarak izlenme sayımızı oldukça artırdı.
Sadece o da değil; bildiğiniz üzere pandemi önlemleri nedeniyle uzun zamandır fiziksel olarak sinemaya gidemiyorduk. Festivalin fiziksel kısmı başladığında biletler yok sattı ve salonların hemen hepsi dolu idi. Salonlarda film izlemeyi ne kadar özlediğimizi bir kez daha gördük. Ankara festival boyunca paneller ve film gösterimleri aracılığıyla kültür ve sanata doydu.
Eşitlik gönüllülerimize sonraki çalışmalarınız için çağrınız ne olur?
Halime Güner: Herkes için adil bir dünya kurgulamak hepimizin sorumluluğunda.
Eşitlik adına yürütülen çalışmalar; savunuculuk, aktivizm, şeffaflık, sürdürülebilirlik ve sosyal faydadan bağımsız düşünülemez. Bunların sağlanması noktasında ise STK’ların önemi tartışılamaz boyutta. Bu nedenle Uçan Süpürge Vakfı adına başlıca çağrımız eşitlik gönüllülerinin sivil toplum alanında daha fazla ve aktif bir şekilde yer almasıdır.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele ederken, sizce, en yoğun çaba hangi alanda olmalı?
Halime Güner: Son zamanlarda kuşaklararası deneyim aktarımı sıklıkla gündemimizde yer alan bir konu. Yetişmekte olan Z kuşağı gençliği çok farklı çok dinamik. Son bir yılda gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarda onlarla hareket etmenin ve üretmenin ne kadar fark yarattığını gözlemliyoruz. Bu nedenle toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadelede gençlik katılımı ve gönüllülük yönetimi üzerine daha çok eğilmemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Bir sivil toplum mücadelecisi olarak sizin Eşitlik’te Söz'ünüz ne?
Halime Güner “Hayatlarımızdan, haklarımızdan ve eşitlikten vazgeçmediğimiz bu mücadelenin içinde birlikte yer almaktan ve dayanışmaktan ödün vermeyelim.”